Dünyanın Dört Bir Yanından Mevlana Dostları 752. Şeb-İ Arus’ta Buluştu

tarafından
12
Dünyanın Dört Bir Yanından Mevlana Dostları 752. Şeb-İ Arus’ta Buluştu

 

Bu yıl “Huzur Vakti” temasıyla düzenlenen Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri “Şeb-i Arus” programı ile sona erdi. Programa katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hacı Bektaş Veli’den Yunus Emre’ye, Sadrettin Konevi’den Sultan Veled’e, Şems-i Tebrizi’den Hoca Nasreddin’e gönül fatihlerinin, daima ayrı ve özel bir yere sahip olduğunu ifade ederek, “Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Mevlana’yı şair, Mesnevi’yi şiir kitabı, ‘semayı dans gösterisi’ diye göstermeye çalışanlar bilsin ki bizim olanı bize yabancılaştırmaya, bozmaya, çarpıtmaya Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz” dedi. Konya Valisi İbrahim Akın, anma törenleri kapsamında Mevlana Kültür Merkezi ve şehrin farklı mekanlarında icra edilen etkinliklerin, ham gönülleri pişmeye, pişenleri yanmaya davet eden asırlık huzur yolculuğunun parçası olduğunu söyledi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acılara dikkat çekerek, “Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arûs, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir” ifadelerini kullandı. 


Bu yıl “Huzur Vakti” temasıyla icra edilen Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri “Şeb-i Arus” programı ile tamamlandı.

Konya Büyükşehir Belediyesi Uluslararası Mevlana Kültür Merkezi’ndeki program, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Ömer Faruk Belviranlı’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

“ŞEB-İ ARUS, FİRKATİN VUSLATA DÖNÜŞTÜĞÜ; BENLİĞİN SUSUP TESLİMİYETİN KONUŞTUĞU İLÂHÎ BİR BULUŞMADIR”

Programda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Şeb-i Arus’un, ayrılığın sevinçle karşılandığı; ölümün bir yok oluş değil, asla dönüş olduğu hakikatini idrak ettiğimiz müstesna bir gece olduğunu ifade etti. 

Hz. Mevlânâ’nın “Ne akarsu balıktan doyar, ne de balık o akarsuya kanar. Ne cihanın canı âşıklardan sıkılır ne de âşık o cihanın canından doyup usanır” sözünü anımsatan Başkan Altay, “İşte bu dinmek bilmeyen ilâhî aşk, insanı hayattan koparan değil; hayatın özüne, hakikatin merkezine taşıyan bir diriliştir. Şeb-i Arûs, firkatin vuslata dönüştüğü; benliğin susup teslimiyetin konuştuğu ilâhî bir buluşmadır” diye konuştu.

“KATİL İSRAİL’İN GAZZELİ KARDEŞLERİMİZE REVA GÖRDÜĞÜ SOYKIRIMI YILLARCA BÜTÜN İNSANLIK KÖR, SAĞIR VE DİLSİZ KESİLEREK SEYRETTİ”

Bugün Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acıların hepimizin canını yaktığını vurgulayan Başkan Altay, “Katil İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize reva gördüğü soykırımı yıllarca bütün insanlık kör, sağır ve dilsiz kesilerek seyretti; vicdanlar sustu, insaniyet karanlığa gömüldü. Tüm bu süreçte; Gazze’de toprağa düşen bedenler, mazlum annelerin gözyaşı, çocukların masumiyeti bugün insanlığın utancı oldu. Unutmayınız ki, eğer bir yerde mazlum ağlıyorsa, orada hâlâ ayrılık vardır. Ve bir çocuğun gözyaşı, bir ümmetin imtihanıdır. Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arûs, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir. Bu duygularla, Hz. Mevlana’yı 752. vuslat yıl dönümünde rahmetle anıyorum” dedi.

“MEVLANA’NIN ÖĞRETİLERİ İNSANLIĞIN ORTAK VİCDANINA SESLENEN BİR BARIŞ VE HOŞGÖRÜ ÇAĞRISI OLMAYI SÜRDÜRMEKTE”

Konya Valisi İbrahim Akın, anma törenleri kapsamında Mevlana Kültür Merkezi ve şehrin farklı mekanlarında icra edilen etkinliklerin, ham gönülleri pişmeye, pişenleri yanmaya davet eden asırlık huzur yolculuğunun parçası olduğunu söyledi. Şeb-i Arus’un, tasavvufta “düğün gecesi” olarak nitelendirildiğini hatırlatan Vali Akın, “Bu vuslat anlayışı, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen tüm insanları aynı hakikatin etrafında birleştiren ve yazılı olmayan bir gönül sözleşmesidir. Bu itibarla Hazreti Mevlana’nın öğretileri hem ulusal hem de uluslararası düzlemde, insanlığın ortak vicdanına seslenen bir barış ve hoşgörü çağrısı olmayı sürdürmektedir” diye konuştu.

“MEVLANA, ALLAH AŞKINDAN, PEYGAMBER SEVGİSİNDEN BESLENEN, KAYNAĞI KUR’AN YOLU İSLAM OLAN BİR TASAVVUF EHLİDİR”

Kültür ve Turizm Bakan Mehmet Nuri Ersoy da, Hazreti Mevlana’nın “Aşk nedir?” Sorusuna “Ben ol da bil.” şeklinde cevap verdiğini hatırlatarak, insanların Mevlana’nın eserlerinden alacağı lezzet ve ibretin de farklı olacağını söylemenin yanlış olmayacağını belirtti.

Mevlana’nın bugün insanlığa ışık olan kıymetli sözlerini “edebi kaygı” ile kaleme almış bir şair veya yazar olmadığını vurgulayan Bakan Ersoy, “Allah aşkından, Peygamber sevgisinden beslenen, kaynağı Kur’an yolu İslam olan bir tasavvuf ehlidir. Nitekim bizlere adeta bir vasiyet gibi bıraktığı kıymetli sözünde, kendisini ‘Kur’an-ı Kerim’in bendesi ve Peygamber Efendimiz’in nurlu ayağının tozu’ olarak niteler. ‘Kur’an-ı Kerim hakikatleri ile bağdaşmayacak hiçbir sözü olamayacağını’ yineler. Üstelik, ‘bunun dışında kendisinden bir şey nakletmeye çalışandan da şikayetçi ve davacı olduğu’ uyarısını yapar” diye konuştu.

“HERKES İÇİN MESNEVİ’DE BİR NASİP, BİR HİSSE MUTLAKA VARDIR”

Mesnevi’nin, Mevlana’nın yolunda ilerleyerek Allah’a vasıl olmaya çalışan her kişi için bir kılavuz niteliğinde olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, şunları kaydetti:

“Kadın-erkek, yaşlı-genç, hatta çocuk, dini ve milliyeti her ne olursa olsun, herkes için Mesnevi’de bir nasip, bir hisse mutlaka vardır. Eserin dünyanın birçok diline çevrilmiş olması da bundandır.”

Bakan Ersoy, Bakanlık olarak bu manevi mirasın dünya ölçeğinde tanınması için birçok çalışma yaptıklarını dile getirerek, semanın aslına uygun icrası ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için de birçok uygulama ve düzenlemeyi yürürlüğe aldıklarını belirtti.

Mevlana’yı anlamanın ve anlatmanın, onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmanın ilgili herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayan Ersoy, “Bu yıl ‘Huzur Vakti’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz Hazreti Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri’nin de bütün gayesi budur. Geride bıraktığımız 10 gün boyunca gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim tilavetleri, ilmi sohbetler, sema mukabelesi, ney meşkleri ve tasavvuf müziği dinletileri bu sorumluluğun hakkını verme gayretidir” dedi.

“BİLİNSİN Kİ GÜL DERYAMIZDAN BİR DALIN DAHİ KÖK SALIP BOY VERDİĞİ MANEVİ TOPRAKTAN KOPARILMASINA İZİN VERMEYİZ”

Bakan Ersoy, Hacı Bektaş Veli’den Yunus Emre’ye, Sadrettin Konevi’den Sultan Veled’e, Şems-i Tebrizi’den Hoca Nasreddin’e gönül fatihlerinin, daima ayrı ve özel bir yere sahip olduğunu ifade ederek, “Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Mevlana’yı şair, Mesnevi’yi şiir kitabı, ‘sema’yı dans gösterisi diye göstermeye çalışanlar bilsin ki bizim olanı bize yabancılaştırmaya, bozmaya, çarpıtmaya Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz. Vuslatının 752. yılında Hazreti Mevlana’yı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Günümüz dünyasının korku ve endişe deryasında çırpınan insanları, ‘Ümitsizlik tarafına gitme, nice ümit kapıları vardır. Karanlıklar semtine varma, nice güneşler parlamaktadır.’ diyerek Mevlana ocağına çağırıyor, hepinize saygılar sunuyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ARPAGUŞ “MEVLEVİ SOHBETİ” YAPTI

Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş’un, “Mevlevi Sohbeti” ile devam eden programda Arpaguş, Mevlana’nın öğretileri ve Mevleviliğe ilişkin bilgiler verdi. Herkesin bir arayışın yolcusu olduğuna, kişinin ihtiyacı olan ne ise onun peşinden gittiğine işaret eden Arpaguş, bu arayışın kimi için bir nefes sıhhat, kimi için sosyal bir statü, kimi için bir ahlaki haslet olarak gözükse de çabaların hepsinin huzura kavuşmak, huzuru bulmak için olduğunu anlattı.

Program ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu eşliğinde sanatçı Ahmet Özhan’ın Türk tasavvuf müziği konseriyle devam etti. 

Yerli ve yabancı çok sayıda misafirin de takip ettiği tören, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nun “Mevlevi Ayini Şerifi” ile sona erdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı